Geçtiğimiz günlerde çıkarılan 696 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 121.maddesiyle alakalı bir dedikodu ve propaganda dalgası yükseltilmektedir. Bu dalgayla zihni bulananlar, bahse konu edilen maddenin iç savaş çıkaracağını söylemektedir. Bu kafa karışıklığını kendilerince fırsata tahvil edenler; bu kararnamedeki ayrıntı üzerinden 15 Temmuz’la hesaplaşmaya kalkmaktadırlar. Aslında bu maddenin yazılma amacı da tam olarak bu karanlık beyinlerin kirli ayak oyunlarına şans vermemektir. Öte yandan mahkemelerde dahi 15 Temmuz’a iştirak eden kişileri tehdit etme cüretini gösterdikleri görülmektedir. Bu küstahlığın cevapsız bırakılması hem o gece kahramanlık destanı yazmış milletimizin gayretini, hem de devletimizin ciddiyetini zedeleyecektir. Böyle bir maddenin kaleme alınması ardındaki bir başka sebep de budur.
Tescilli ve firari FETÖ’cülerin dış mihrakların kucağındayken bu meseleye bir felaket senaryosu çerçevesinde yaklaşması normaldir. Tuhaf olan ise bir takım muhalif odakların tepkileridir. Gösterdikleri tavır FETÖ’nün tavrıyla öylesine benzemektedir ki ikisinin de reaksiyonları, aynı sinir sistemi üzerinden yürüyen iki refleks olarak nitelendirilebilir. 15 Temmuz gecesi canlarını bu milletin bekası uğruna vermeye razı gelen şehitlerin ve gazilerin aziz hatırasını mahkeme önlerine çıkarmak; kendini bu millete ait hisseden kimsenin rıza göstermeyeceği bir ihtimaldir. Bunu kanuni güvenceye bağlama gayesiyle yazılan metni bir kaos çağrısı olarak nitelendirmek; iyi niyetli bir söylem değildir. Bunu beyan eden ve maddeden rahatsız olanlara bunun sebebini soran Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’ye saldırmak ise kötü niyetin katmerlenmişidir. Sayın Genel Başkanımız; dün neredeyse bugün de oradadır.
İktidarıyla, muhalefetiyle tek çözüm; bu milletin vicdanına, bu devletin aklına, ayrıca Sayın Devlet Bahçeli’nin şahsında ülkücü hareketin temsil ettiği bin yıllık beka ve feda ruhuna güvenmekten geçmektedir. Bu ülkede iç savaş çıkartmak hiç kimsenin harcı değildir. Lakin iç savaş çığırtkanlığıyla anarşi ortamı yaratmak da hiç kimsenin hevesi olmamalıdır. Aksi takdirde bu milletin, heveslerini kursaklarında bırakacağından hiç kimse şüphe etmemelidir.
İstikrarın sürmesini, demokrasinin kuvvetlenmesini ve Türk devletinin karşılaştığı badirelerin hepsinden daha güçlü çıkmasını isteyenlerin adresi; Milliyetçi Hareket Partisi’dir. MHP’nin zayıfladığına dair oluşturulmaya çalışılan kara propaganda atmosferi; sahadaki gerçeklerin karşısında darmadağın olmaktadır. İstanbul’un bütün ilçelerinde partimizin üye kayıtları hızlanmıştır ve üç hilalin altında toplanan memleket sevdalılarının sayısı günden güne büyümektedir. Önümüzdeki seçimler, Milliyetçi Hareket Partisi’nin diriliş ve şahlanış destanına gebedir.