15 Temmuz sonrasında ortaya dökülen ifadeler ve açığa çıkan hain planlar; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti üzerinde oynanan iğrenç oyunları da gözler önüne sermiştir. Milletimizin feraseti, demokrasiye olan sarsılmaz inancı ve Milliyetçi Hareket Partimizin dik duruşu sayesinde hainler amaçlarına ulaşamamıştır.
Millet olarak tarihsel bir kırılma noktasından, tarihsel bir sınavdan geçmekteyiz. Milli birliğimiz ve devletimizin hükümranlık alanları test edilmektedir. Bu hainliğin fiilen içinde olanların veya onlara dolaylı olarak hizmet edenlerin birinci hedefi Türk kimliğidir. Türk kimliğinden, Türklükten nasibini almamış, milli şuurdan yoksun ve Türk düşmanlığından nemalananlar; din kisvesi altında iyi niyetli insanlarımızın maddi ve maneviyatını sömürerek palazlanmış ve her alanda güçlenerek devletimizin temeline dinamit koyma cüreti göstermişlerdir. Bunlar devlet ve millet düşmanıdırlar.
Kendi vatandaşına kurşun sıkanların nasıl bir dünya, nasıl bir düzen, nasıl bir ideoloji tasavvuru olabilir?
Bir örümcek ağı gibi devletimizin bütün kurumlarını işgal edenler mutlak surette bertaraf edilmelidir. Pusuda bekleyenler inlerinden çıkarılmalıdır. Özellikle yurt dışı bağlantıları çok sıkı şekilde takip edilmelidir. Yurt içinde aradıklarını bulamayan Feto terör örgütü mensubu hainler kuvvetle muhtemeldir ki; maşalık yaptıkları ülkelerin ve örgütlerin kontrolüne gireceklerdir. Daha şimdiden ülkemiz aleyhine her türlü iftirayı, karalamayı yapmaya başlamışlardır. Yurt içinde mücadele yetmez. Gurbetçilerimiz etkin biçimde bu ihanet şebekesi ile mücadele de yer almalıdırlar. Yurt dışında yaşayan, ekmeğinin peşinden koşan her Türk vatandaşı bu ihanet şebekesinin tuzaklarına ve oyunlarına karşı uyanık olmalıdır.
Milletimize düşmanlık duyanlar yıllardır direkt olarak kimliğimize saldırmakta, Türklük bilincini sulandırmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. 15 Temmuz darbe kalkışması net olarak göstermiştir ki; sığınacak, ilham ve güç alacak yegane müracaat kaynağımız Türk kimliği ve Türklük şuurudur. Bizi biz yapan değerlerimize çok daha kuvvetli bir biçimde sarılmak zorundayız. Türkiye’nin meydanlarını ellerinde Türk bayraklarıyla donatan, İstiklal Marşımızla inleten, dualarıyla dolduran vatandaşlarımız, tüm dünyaya gerekli olan mesajı en güçlü biçimde vermişlerdir.
Darbe zehrinin panzehiri demokrasidir, adalettir ve milli duruştur. Milliyetçi Hareket Partisi demokrasinin, parlamenter sistemin, milli ve manevi değerlerimizin tartışmasız biçimde yanında olmaya devam edecektir. Millet ve devlet düşmanları bugün olduğu gibi gelecekte de karşılarında Türk milliyetçilerini bulacaklardır.