AKP iktidarının Türk milletinin onurunu ve gururunu ayaklar altına alır biçimde, kendi toprağını, kendi atalarının mezarını bombalayarak ecdadımız Süleyman Şah’ın türbesine gerçekleştirdiği operasyon; tarih ve millet huzurunda asla affedilmeyecek, mutlak surette hesabı sorulacak bir leke olarak kalacaktır.
Bizim tarihimizde kaçmak yoktur. Bizim tarihimizde atasının türbesini düşmana teslim etmek yoktur. Bizim tarihimizde savaşmadan, düşmana dünyayı dar etmeden, şahadet şerbeti içmeden toprağı terk etmek yoktur.
Süleyman Şah’ın türbesinde ‘geride değerli bir şey bırakmadık’ diyerek çekilenler şunu çok iyi bilmelidirler: Geride Türk milletinin, tarihin ve İslam dünyasının emanetini bıraktınız. Geride Misak-ı Milli dışındaki, dünyanın kabul ettiği yegâne vatan toprağını bıraktınız. 94 yıldır Türk Devleti’nin gölgesinin bile korumaya yettiği ecdat emanetini bıraktınız.
37 kilometre ötedeki ata yadigârını ‘bölücülerle işbirliği yaparak, teröristlerin kılavuzluğunda ve onların paçavralarının gölgesinde’ terörist kontrolündeki topraklara getirip bırakmak, bunun adına da kahramanlık demek; milletimizin aklıyla ve vicdanıyla dalga geçmektir. Bu operasyon sahiplerine soruyoruz: Kaçmak ne zamandan beri onur olmuştur?
Bu operasyonun kararını veren ve uygulayan bütün yetkililer Anayasamızın 302. Maddesi gereğince müebbet hapisle yargılanmalıdır. 302. Madde açıktır: “Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak, Devletin bağımsızlığını zayıflatmak amacına yönelik elverişli bir fiil işleyen kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.”
Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı yeminini çiğneyerek bu süreçte AKP’ye koltuk değneği olması, Başbakan rolüne soyunup Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ’ye hakaretler yağdırmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Madem tarafsız olmayacaktın, madem nefret söylemine devam edecektin, madem muhalefete hakaret edecektin niye namusun ve şerefin üzerine yemin ettin?
17-25 Aralıkta ayakkabı kutularını ve Bakanlarını yargıdan kaçırmak için tırnaklarını binlerce masum insana geçirenler, eşkıya başının Diyarbakır’da mesajını okutarak Devlete ortak edenler, çocukları ile yaptığı telefon konuşmasıyla suçüstü yakalananlar, Türk Devletini temsil edemezler.
Türk Milliyetçiliğinin Lideri Sayın Devlet BAHÇELİ’ye yapılan densizlik kabul edilemez. Bunun hesabı mutlaka sorulacaktır. Sayın Bahçeli’nin onda biri olsaydınız bugün şanlı bayrağımız teröristlerin paçavralarının yanında değil, ait olduğu yerde Süleyman Şah’ın gönderinde dalgalanırdı. Mesele tırnak meselesi değil, yürek meselesidir. Bırakınız tırnak hesabını, ‘özel memurlarınızı’ da yanınıza alın ve cesaretiniz varsa yürek hesabına gelin.