Kamuoyu tarafından da bilindiği üzere Milliyetçi Hareket Partisi; milli
irade tarafından işbaşına getirilmiş meşru hükümetle olan ilişkilerini, milli beka
meselesi çerçevesinde yürütmektedir. 15 Temmuz öncesinde de terörle
mücadele, demokratik atılımlar veya başörtüsü serbestisi gibi hayati konularda
MHP; olumlu bir anlayış sergilemiştir. Bu anlayışın altında; Türk devletinin
selametine, Türk milletinin huzuruna dair taşıdığımız yüksek hassasiyet vardır.
Bizim meşru hükümete yaklaşımımız yardımcı değil, yapıcı olma arzusunun
üzerine inşa edilmiştir. Zaten birlikte saf tuttuğumuz konularda fikrini değiştiren
değil, fikrinde sabit olan ve haklı çıkan MHP’dir; bu durum da apaçık
görülmektedir. Özü itibariyle Milliyetçi Hareket Partisi; uçurumdan aşağı
yuvarlanması için arkasından karanlığa itilen millet kaderine sahip çıkmış;
yıkılmak istenen köprüye omuz vermiş, el atmıştır. Fakat bunların hiçbirini
makam sevdasıyla, koltuk hayalleriyle yapmamıştır.
Bazı basın-yayın kuruluşları; 2019’da yaşanacak başkanlık seçimleri için
bir takım çözüm formülleri arandığını kaleme almıştır. İddiaya göre bu
formüllerin başında da Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet
Bahçeli Başkan Yardımcısı olarak gösterilmesi gelmektedir. Kahvehane
dedikodularıyla beslenmiş, siyasi dolaplarla süslenmiş bu haber bir kötü niyetin
yansıması, bir operasyonun enstrümanıdır. Bu haber, kirli bir paçavranın dağılan
parçalarına yazılmış olsa bile onu dahi kirletebilecek kadar çürümüş bir zihnin
ürünüdür.
Milliyetçi Hareket Partisi; kurulduğu günden bugüne kadar bir takım ayak
oyunlarıyla, kelle başı parlamenter hesaplarıyla, kapalı kulis pazarlıklarıyla
iktidara gelmeyi hedeflememiştir. İlk günden beri; duasını ve sevdasını kuşanıp
2
meydanlara çıkmış, sözünü söylemiş, takdiri de yalnız yüce Allah’tan ve büyük
Türk milletinden beklemiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi; aritmetik hesapların önemsiz bir değişkeni
değildir. Milliyetçi Hareket Partisi; hesapları bozan, oyunları tersine çeviren,
tezgâhları dağıtan iradenin adıdır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin tarihi; memleket
uğruna feda edilen canların, dökülen kanların tarihidir. Bilmeyenler de
öğrenmelidir ki bu partiye gönül verenler; canlarını verdikleri, kanlarını
akıttıkları bu topraklardan bir buğday başağı kadar bile hak talep etmemişlerdir.
Bazı gazeteciler, MHP’nin namuslu ve onurlu duruşunu, Sayın Genel
Başkan’a gelecek bir koltuk teklifiyle ilişkilendirecek kadar basitleştiyse; bu
Türk matbuat hayatı için acı verici ve umut kırıcı bir durumdur. Milliyetçi
Hareket Partimizin değerli Genel Başkanı Devlet Bahçeli beyin ve Sayın
Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın Parti kadrolarının gayretleriyle oluşan milli
beraberlik ruhunu, tiraj ve reytinge çevrilecek magazinel bir malzeme olarak
görmek; basın ahlak ve sorumluluğuyla bağdaşmamaktadır.
Habere dair bir diğer ihtimal ise; kaleme alınan bu metnin, bir takım
karanlık ağızların fısıltılarına dayanmasıdır. Ancak pusula şaşırtmaya çalışanlar,
eğer bu haber görünümlü manipülasyon malzemesini başka ellerden teslim
aldıysa; bu sefer de iş etiği gereği haber kaynaklarının doğruluğunu
sorgulamalıdır. Aksi takdirde dikkatsiz, kabiliyetsiz ve kandırılmış gazeteciler
değil; bir takım kötü niyetli kimselerin suç ortağı, kara propagandanın tetikçisi
kabul edileceklerdir.
Devletimizin son yüz yıllık sürecine damga vuracak en keskin dönemecin
eşiğindeyken; millet ve memleket namına sorumluluk herkese düşmektedir.
Mesuliyet ve ciddiyet; hürriyetin temeli, cumhuriyetin temel taşı olmazsa, ülkeyi
sarsacak fırtınalar, bu kavramları da, bu isimleri de savurup atacaktır. Basın
mensuplarımızın üzerine düşen vazife; yazmaya başladıklarında kalemlerinden
dökülen koyu izlerin mürekkepten mi, yoksa çamurdan mı olduğuna dikkat
etmeleridir.