Sayın Basın Mensupları,
Türkiye gündemine ilişkin görüşlerimizi sizlerle ve kamuoyumuzla paylaşmak üzere düzenlediğimiz basın toplantımıza hoş geldiniz.
Değerli Basın Mensupları,
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta sonu Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin başkanlığında partimizin yönetim organlarıyla Konya’da iki gün süren bir toplantı gerçekleştirdik.
Bu toplantıda Türkiye gündemini etraflıca değerlendirme imkânı bulduk. Son derece faydalı görüşmeler ve analizler çerçevesinde partimizin görüşlerini, duruşunu ve önümüzdeki günlerde izleyeceği stratejiyi belirledik.
Toplantımızın sonunda Genel Başkanımız Sayın devlet Bahçeli geniş çerçeveli ve akıllardaki her soruya cevap verir nitelikte bir basın toplantısı yaptılar.
Bu toplantımızı tek cümle ile özetlemem gerekirse; “Milliyetçi Hareket Partisi’nin tüm organlarıyla birlikte Türkiye’nin sorunlarını milli ve ahlaki bir çizgide, tarihi sorumluluklarının bilinciyle” ele aldığını ifade etmek isterim.
Buradaki milli ve ahlaki duruş, bizim 48 yıllık parti geleneğimizin tabii bir sonucudur. Milliyetçi Hareket Partisi, her koşulda bu çizgisinden milim geri adım atmamıştır ve bundan sonra da atmayacaktır.
Değerli Basın Mensupları,
15 Temmuz hain darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar bize birçok şeyi son derece net olarak göstermiştir. Bizlerin net olarak gördüklerini, elbette milletimiz de görmekte, değerlendirmektedir.
15 Temmuz darbe girişimi, yurt içinde ve yurt dışında sayısız Türkiye düşmanının varlığını deşifre etmiştir.
Bu süreç bize göstermiştir ki; ülkemiz ve milletimiz yerel ve uluslar arası bir ihanet çemberinin açıkça hedefi haline gelmiştir.
Bu ihanet çemberinde yer alanların tam olarak ortaya çıkarılması ve bunlardan hesap sorulması şarttır.
Net olarak görülmüştür ki; yedi düvel işbaşındadır.
Bilinen veya kendini gizleyen Türkiye düşmanlarının tamamı bu tezgahın içindedir.
Hepsi Türk düşmanlığı üzerinde uzlaşmış, ortaklaşmıştır. Meselenin derinine inildiğinde anlaşılmaktadır ki; FETÖ ve PKK stratejik ortaktır, ihanette anlaşmışlarıdır.
Bunlar kan dökmek için kendi aralarında kader birliği tesis etmişlerdir. Türkiye’nin demokrasisine, birliğine, bayrağına ve istikbaline karşı aynı masanın etrafında buluşmuşlar, uzlaşmışlardır.
FETÖ ile mücadelede şehitler verdik. PKK ile mücadelede şehitler vermeye devam ediyoruz.
Suriye’de, El Bab’ta yiğitlerimiz savaşmaya, şehit olmaya devam ediyorlar.
Bunlar savaştığımız görünen cephelerdir. Bir de görünmeyen, ellerindeki her imkanla sinsice bize hücum eden, ellerini ovuşturarak olup biteni izleyen, ülkemizin zaafa düşmesi için seferber olan güçler vardır.
Türkiye düşmanları asla uyumamakta, her fırsatta insanlık dışı yüzlerini göstermeye devam etmektedirler.
Türkiye’nin mücadelesi hiç şüphesiz çok cepheli bir mücadeledir.
Bir yandan içeride, diğer yandan dışarıda yürütülmesi gereken çok yönlü bir mücadele zaruridir.
Bütün düşmanlarımızın ortak hedefi Türk kimliğidir ve Türklük şurudur.
Türkiye’ye saldırmak, Türk kimliğini ortak hedef olarak görmek ve göstermek; ne yazık ki tüm dünyada adeta moda haline gelmiştir.
Şunu net olarak ifade etmek isterim ki; bu zorlu coğrafyada yaşamanın, ayakta ve büyük kalmanın tek yolu, milli olmaktır ve milli kalmaktır.
En temel mücadelemiz, öksüz bırakılmaya çalışılan Türklüğümüzü yeniden ayağa kaldırma mücadelesidir.
Bütün Türk düşmanları şunu net olarak bilmelidirler: Milliyetçi Hareket Partisi ve Türk milliyetçileri bu amansız mücadele için yeminlidir.
Değerli Basın Mensupları,
Yaşadığımız her sorunun çözümünde hiç şüphesiz en büyük dayanağımız, milletimizin vicdanıdır.
En büyük limanımız ve en vazgeçilmez müracaat kaynağımız yine milletimizin hiçbir koşulda milim şaşmayan derin irfanıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de, milletimizin emrinde olmaya, devletimizin bekası ve çocuklarımızın istikbali için çalışmaya devam edecektir.
Partimizin bu duruşunu ve tutumunu hiçbir şekilde siyasi mülahaza konusu yapmayız.
Bu çerçevede, son aylardaki en temel konumuz olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili, özellikle CHP’nin, Milliyetçi Hareket Partimizi ve Genel Başkanımızı hedef alan söylemlerini dikkate ve ciddiye almıyoruz.
Mevcut tartışmalar paralelinde bazı siyasi parti sözcülerinin kendi tezlerini, kendi görüşlerini ve kendi duruşlarını ortaya koymak yerine bizleri hedef alan cümlelerini kendilerine aynen iade ediyoruz.
Meclis içinden veya dışından, organize olmuş bir biçimde Genel Başkanımıza saldıranlar tarih önünde hiçbir haklı gerekçelerinin olmadığını gayet iyi bilmektedirler.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin yönetimi, Meclis grubu, teşkilatları ve tabanı; Türkiye’nin bekası söz konusu olduğunda tek yürektir, tek sestir ve yekparedir.
Hiç kimsenin partimize saldırmasına izin vermedik ve bundan sonra da vermeyiz.
Türk milliyetçilerini ve parti tabanımızı sorgulamak kimsenin haddi değildir.
Bizler ateşler içinden geçerek, ölümlerle, sürgünlerle ve zindanlarla sınanarak bugünlere geldik.
Bizi eleştirenler, milliyetçiliğimizi sorgulama cüreti gösterenler; hangi çatı altında kimlerle ittifak ettiklerine dönüp bakmalıdırlar.
Bölücülerin siyasi uzantılarıyla kol kola girip, onların dilinden konuşanlar; ne TBMM çatısı altında ne de herhangi bir yerde bize dil uzatamazlar.
Kantin ağzıyla, sloganlarla, dersten çakmış tembel öğrenci edasıyla konuşmayı bırakın.
Daha birkaç sene önce Türkiye hendeklerle kuşatılmışken neredeydiniz?
Kimin ağzından konuşuyor, kimin değirmenine su taşıyordunuz?
Türkiye bugün eğer terörle müzakereden terörle mücadele evresine gelmişse, bunun sebebi Türk milliyetçilerinin ocağı olan MHP’nin kararlı duruşu sayesindedir.
Değerli Basın Mensupları,
Elbette önümüzde duran birinci gündem maddemiz 16 Nisan’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi referandumudur.
Milletimiz 16 Nisan’da sandığa gidecek ve en doğru kararı verecektir.
Bu süreçte bizim en büyük uğraşımız; ülkemizin ve milletimizin yeniden kamplara ayrılmasına, demokratik bir hak olan seçim hakkının istismar edilmesine izin vermemek olacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin referandum sürecindeki tavrı ve duruşu son derece nettir.
Birileri bunu anlamak istemese de, üzerimize hücum etse de; bizim tartışmasız hedefimiz Türk milletinin varlığını güvenceye almak ve milletimizi güvenli bir şekilde geleceğe taşımaktır.
Bu anlamda özellikle CHP’nin neye hizmet ettiğini, kimlerin değirmenine su taşıdığını açıkça görmesi gerekmektedir.
Bölücülerin siyasi unsurlarıyla söz ve hedef birliği yapanların bizim tercihimizi eleştirmeye hakları da yoktur, hadleri de yoktur.
Sabahtan akşama kadar ‘rejim değişiyor’ yaygarası koparanlar neye dayanarak bunu söylemektedir? Bu sorunun cevabını CHP verememektedir.
Anayasanın ilk dört maddesinin değişeceği şeklinde milleti kandıranlar, insanlarımızın aklını bulandıranlar; büyük bir yalana alet olmaktadırlar.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin kararlı ve tavizsiz duruşu sayesinde, Anayasamızın temel ilkeleri sonuna kadar korunmaktadır.
Bizim açımızdan bu tartışma tamamen kapanmıştır.
Milletin de, devletin de, istikbalin de, Anayasanın temel hükümlerinin de garantisi dün olduğu gibi gelecekte de Milliyetçi Hareket Partisi’dir.
PKK’sından FETÖ’süne, CHP’sinden HDP’sine kadar çok geniş bir hayır cephesinin karşısına elbette çıkacağız ve sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Bizim meselemiz kişilerle değildir. Kişilere hapsedilmiş ve sadece isimler etrafında dönen tartışmaların dışında olmaya devam edeceğiz.
Açıkça görülmüştür ki; referandumun kilidi Milliyetçi Hareket Partisi’dir.
Bu yüzdendir ki; hayırcı cephe parti tabanımızı, teşkilatlarımızı ve seçmenlerimizi açıkça hedef almaktadır.
Masa başında yapılan anketlerle, sosyal medyada çıkarılan gürültülerle milliyetçi – ülkücü taban etki altına alınmaya çalışılmaktadır.
Açıkça söylüyorum: Hiç kimse bu kurnazlığa tevessül etmesin. Milliyetçi – ülkücü taban kimin ne dediğini, niye dediğini, neyin ve kimlerin peşinde olduğunu gayet iyi bilmektedir.
Parti tabanımız Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin ve milliyetçi dünya görüşünün etrafında kenetlenmiştir.
Bu kenetlenmeyi bozmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir.
Türk milleti, her koşulda olduğu gibi bu referandum sürecinde de; ülkemizin varlığının, birliğinin, dirliğinin ve istikbalinin teminatının MHP olduğunu görmektedir ve bilmektedir.
Değerli Basın Mensupları,
Referandum sürecinde hayır cephesinin yaptığı tek şey gürültü çıkarmak, yaygara çıkarmak ve tezvirattan ibarettir.
Gürültüye de yaygaraya da dedikoduya da pabuç bırakmayız.
Millet düşmanlarının davulunu çalanlar, sureti hakdan görünüp kin ve öfkelerini kusanlar; eninde sonunda milletimizin vicdanında hak ettikleri yeri alacaklardır.
Değerli Basın Mensupları,
Referanduma giden yolda verdiğimiz kararımız hiç şüphesiz milletimiz, devletimiz ve istikbalimiz için verilmiş bir karardır.
Milliyetçi Hareket Partisi lideriyle ve teşkilatlarıyla birlikte evet kararının arkasında sonuna kadar durmaya devam edecektir. Bu süreçte milletimizle, teşkilatlarımızla yoğun biçimde buluşmaya ve kendimizi anlatmaya devam edeceğiz.