Cumhurbaşkanının 7 Haziran seçimlerinden bugüne kadar, kanunları ve teamülleri limitlerine kadar zorlayan tavır ve uygulamalarını anlamakta zorluk çekiyoruz. Cumhurbaşkanının tavırlarına bakılırsa ‘7 Haziranda seçim olmadı, millet sandığa gitmedi, millet AKP’yi cezalandırmadı!’
Gayet net biçimde anlaşıldığı üzere Beştepe Kralı milleti yok sayıyor. Varsa yoksa kendisi, varsa yoksa kendi güdümü, kendi iradesi, kendi istikbali, kendi tercihleri ve kendi egoları… AKP’yi de, siyasi alanı da bu istekleri ve egoları paralelinde dizayn etmeye çalışıyor. Baykal’ı ayağına çağırıp CHP’yi manipüle ederken de, HDP’lilerle özel görüşmeler yaparken de, yangından mal kaçırır gibi bürokrasiye atamalar yaparken de, iç siyasete bütün gücüyle ve elindeki devlet imkanlarıyla müdahale ederken de, hemen her gün zengin iftar sofralarında nutuklar atarken de kendi koltuğunu sağlamlaştırma amacıyla hareket ediyor. Bütün telaşı ve gayreti AKP’yi ve dolayısıyla kendini kurtarmaktan ibaret. Bütün planı millet iradesini kadük bırakacak, seçim sonuçlarını yok sayacak ve kendi vesayetini tahkim edecek bir yol haritasını hayata geçirmekten ibaret.
Beştepe’nin AKP ve kurumlar üzerindeki vesayeti artarak devam ediyor. AKP’yi ve Sayın Başbakan’ı kendi amaçlarının bir aracı olarak kullanmaya devam ediyor. 7 Haziran seçimlerinde milletin verdiği açık mesaja ve gösterdiği kırmızı karta rağmen aklında halen Başkanlık Sistemi var. Genel seçimin çok öncesinden bugüne kadar yaşanan süreç göstermiştir ki; Türk demokrasisinin, millet iradesinin ve toplumsal barışın önündeki en büyük engel bizatihi Sayın Erdoğan’dır.
Seçim sonrası süreçte milletimiz açıkça görmüştür ki; ilkeleri üzerinden hareket eden, prensiplerinden ve millete verdiği sözden geri adım atmayan yegane parti Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Bizi bölücülerle aynı dairenin içine sokmaya çalışanlar tarihi bir hayal kırıklığına uğramışlardır. Seçim gecesinden bugüne kadar partimiz ve liderimiz üzerinden yürütülen karalama kampanyaları, dönmüş dolaşmış ve bu siyaset mühendislerinin elinde patlamıştır.
Partimiz üzerinde hiçbir gücün baskı kurmasına izin vermedik, vermeyeceğiz. İlkelerimiz, dünya görüşümüz, sicilimiz, varoluş nedenlerimiz ve milletimize verdiğimiz sözler nettir. Görüşmelerimiz çizdiğimiz bu çerçevenin dışına milim çıkmayacaktır. Çözülmeye hizmet eden sözde çözüm sürecinin sonlandırılması, Cumhurbaşkanının anayasal sınırlarına çekilmesi, ayyuka çıkan yolsuzluklarının hesabının sorulması sadece bizim değil topyekün milletimizin isteğidir, iradesidir ve olmazsa olmazıdır.