7 Haziran Genel Seçimlerine çok kısa bir zaman kaldı. Özellikle son 2 ay boyunca Türkiye’de yaşananlar, AKP zihniyetinin çarpıklığını ortaya koymuştur.
AKP bu seçimi kazanmak adına bütün demokratik teamülleri, hukuk devleti ilkelerini ve asgari ahlak kriterlerini yerle bir etmiştir.
Türkiye hiç kimsenin, hele AKP’nin çiftliği değildir. 13 yıllık AKP iktidarı Türkiye ve Türk milleti için son derece ağır bedellerin ödendiği yıllar olmuştur.
AKP’yi yönetenlerin mücadelesi hiçbir zaman demokrasi mücadelesi olmamıştır. Onlar sadece kişisel ihtiraslarının peşinden gitmişlerdir.
Hukuku, demokrasiyi insan haklarını ve hatta iktisadi araçları kendi kişisel ihtirasları için dizayn edenlerin sonu gelmiştir. Devletin bütün imkanlarıyla, kamunun bütün kaynaklarıyla, hayasızca miting meydanlarına koşturmak, bu gerçeği değiştiremeyecektir.
İstikrar hikayesiyle millet tehdit edilmektedir. Ne istikrarı, neyin istikrarı? İstikrarlı bir soygun, vurgun, talan, rant, kıyımdan başka ne istikrarı? Bugün istikrar diye sokaklarda bağıranlar, aslında soygun düzeninin devamından başka bir şeyin peşinde değillerdir.
Millet alenen bu istikrar tekerlemesiyle tehdit edilmektedir. AKP’nin de Sayın Cumhurbaşkanın da istikrar diye bir derdi yoktur. Onların derdi istikrar değil kendi kişisel istikballeridir. Onlar yalancı istikrarın, biz ise gerçek istikbalin peşindeyiz.
Türkiye bu saatten sonra artık AKP iktidarını taşıyamaz. Çünkü AKP Milletimiz için taşınması imkansız bir yük haline gelmiştir. “Her şey iyiye gidiyor“ korosu istediği kadar bağırsın, hiç bir şey iyiye gitmiyor.
Herkes elini vicdanına koymalıdır. 13 yıl boyunca AKP yöneticilerinin Türkiye’yi nereye getirdiğini görmelidir. Cumhurbaşkanı’nın neden bu kadar tehditkar olduğunu, neden bu denli demokrasi düşmanı kesildiğini iyi tahlil etmelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi her koşulda milletimizin irfanının ve vicdanının galip geleceğine inanmaktadır. Milletimiz 7 Haziran’da bu tehditlere ve yalanlara teslim olmayacaktır. Ekonomiyi sadece rant alanına çevireneler, Türkiye’yi kendi coğrafyasında etkisiz elemana dönüştürenler, devleti terör örgütüyle pazarlık masasına oturtanlar, milyonlarca insanımızı işsiz ve borç batağına mahkum edenler manevi değerlerimizi miting meydanlarına sürenler bu seçimde en ağır cevabı alacaklardır.