Güneydoğu’dan her gün şehit haberleri gelmeye devam ediyor. Son iki günde 23 şehit verdik. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında terör olaylarının ve canlı bombalı tuzakların arttığını görmekteyiz. 15 Temmuz sonrası Suriye sınırımızda olup bitenler, sözde müttefiklerimizin tutumları ve PKK’nın siyasetteki sözcülerinin demeçleri tartışmasız bir gerçeği ortaya koymuştur. O gerçek; Türkiye’nin bir ihanet çemberiyle kuşatıldığı gerçeğidir. Türkiye üzerinden hesap yapan bütün emperyalist emeller işbirliği içinde üzerimize saldırmaktadırlar.
Almanya Başbakanı’nı sözde Ermeni meselesine arka çıkıyor. Türk askeri Çobanbey’e giriyor ve terör örgütü Güneydoğu’nun her yerinde askerlerimize tuzaklar kuruyor. Aynı gün HDP’nin Genel Başkanı PKK’ya sahip çıkıyor ve “İstanbul en büyük Kürt kentidir” şeklinde kışkırtıcı laflar ediyor. Bu kendini bilmez zat kimden cesaret alıyor ve kimlere gaz veriyor?
Türkiye çok cepheli, hayati bir mücadelenin içine girmiştir. Etrafımızda düşman çok, dost azdır. Tüm bunlar elbette tesadüf değildir. Bunlar, yıllar boyunca PKK ile PYD’yi bir tutan hastalıklı aklın Türkiye’yi teslim alma çabasıdır. Suriye’deki kaosu kendi çıkarları için kullananlar ve bu kaosu körükleyenler, ülkemizi içeride ve dışarıda kuşatmak, nefessiz bırakmak telaşına düşmüşlerdir. Ortama göre PYD’yi, olmadı PKK’yı, daha olmazsa İŞİD’i ve nihayetinde FETÖ’yü üzerimize salarak sonuç almaya çalışmaktadırlar. Bölgemizde kendine alan açmaya çalışan bütün güçler Türk düşmanlarıyla işbirliği yapmaktan geri durmamaktadır. Dün İslam düşmanı İŞİD’i bölgeye sokanlar, bütün İŞİD’i kovmak için Türk düşmanı PYD ve PKK ile işbirliği içindedir. Dün yüzbinlerce Türkmen’i İŞİD ve PYD eliyle yersiz yurtsuz bırakanlar, bugün PYD’yi ve dolayısıyla PKK’yı sınır komşumuz yapmak için türlü stratejiler üretmektedirler.
Suriye sınırımızın değil 1 kilometresinde, 1 santiminde bile PYD’nin yeri yoktur, olamaz. Böyle bir dayatmanın ihtimaline dahi tahammül edemeyiz. Cerablus, Çobanbey ve diğer stratejik noktalardan İŞİD temizlenirken, buralara PYD’nin yerleşmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Türkiye için bundan böyle Fırat’ın doğusu da batısı da PYD’ye kullandırılamayacak kadar önemlidir, hayatidir, istikbal meselesidir. Türkiye’ye yönelik terör tehditi esas olarak Kuzey Irak ve PYD’nin kontrolündeki bölgelerden gelmektedir. Dolayısıyla bu ihanet bataklığı kurutulana kadar Türkiye’ye rahat yoktur.
Bütün şer odakları kendilerine bir koridor açmak için Türkiye sınırı üzerinden hesaplar yapmaktadır. Şu net olarak bilinmelidir: Planlanan her hain koridor milletimizin direnci karşısında boşa çıkacaktır. Tehdit nereden gelirse gelsin Türk milleti ve Türk milliyetçileri vatan ve istikbal mücadelesinden zerre geri adım atmayacaktır.