Cizre’deki akıl almaz olaylar sırasında ve sonrasında Sayın Başbakan ve Sayın Başbakan Yardımcısı’nın yaptığı konuşma ve değerlendirmeler; Türkiye’nin nasıl bir zihniyet ve akıl dışılıkla yönetildiği bir kez daha bütün Türkiye’ye göstermiştir.
Olayları sadece provokasyonla izah etmeye çalışanlara sormak istiyoruz: O halde siz ne işe yararsınız? İlçe merkezinin orta yerine emniyet mensupları, kolluk kuvvetleri velhasıl devletin meşru gücü giremiyorsa; bu bizzat sizin ve hükümetinizin ayıbı değil midir? Devletin yerini illegal güçler alıyorsa, herkesin gözü önünde terör estiriliyorsa, insanlarımızın can güvenliği kalmamışsa; bunun provokasyonla ne ilgisi var, siz niye varsınız, siz ne işe yararsınız?
Özellikle Sayın Akdoğan’ın “bu açıkça Kandil’e nanik yapmaktır” şeklindeki sözleri evlere şenlik niteliğindedir. Sayın Bakan’a hatırlatmak isteriz: Cizre Türkiye’nin bir ilçesidir ve Kandil diye bir ülke yoktur. Cizre kime bağlı, Kandil’e mi yoksa Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne mi? Bırakın laf salatasını ve söyleyin; Cizre’de veya Türkiye’nin herhangi bir yerinde kamu düzenini sağlamak Kandil’in mi yoksa sizin mi göreviniz? Ne zamandan beri kamu düzenini sağlamak Kandil’e havale edilmiştir? İktidar kimde, sizde mi yoksa Kandil’de mi?
Başbakan ve Hükümet üyeleri resmi binaların yakılmasına, emniyet güçlerine saldırılmasına, Türkiye’nin gücünün sınanmasına, onurunun ayaklar altına alınmasına içerlemiyor ama Kandil’in karizmasını kurtarmanın derdine düşüyorlar. Size mi kaldı Kandil’in ve PKK’nın karizmasını kurtarmak?
Adına çözüm denilen fakat açıkça ihanete dönüşen bu süreçte ne yazık ki Kandil’den, İmralı’dan medet umulur hale gelinmiştir. Onların ağzının içine bakarak, onlara teslim olunarak sözde bir süreç kotarılmaktadır. Kandil ve İmralı açıkça muhatap alınmakta ve Hükümet üyelerinin sözlerinden de anlaşılacağı gibi meşrulaştırılmaktadır.
Sözde çözüm paketlerinin, torba yasaların ve kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıkların Türkiye’yi getirdiği yer bellidir. Türkiye bu fikir ve inisiyatif özürlü hükümetin elinde hem içeride hem de dışarıda oyuncak olmuş, iradesini teröre ve dış güçlere teslim etmiştir.
Türkiye bu şekilde ve bu zihniyetle daha fazla yönetilemez.Bu gidişat gidişat değildir. Bu yolun başı da, sonu da karanlıktır. Milletimiz tüm bu saçmalıkları, olup bitenleri ve Türkiye’nin sürüklendiği macerayı bilmekte ve hesabını sormaya hazırlanmaktadır.