Türk milletinin varlık teminatı olan Milliyetçi Hareket Partisi; son günlerde kirli saldırılara muhatap olmaktadır. Saldırıların adresleri farklı fakat altında yatan karanlık niyet aynıdır.
Eski siyasetçi, MHP üzerinden kendi partisine operasyon çekme gayretine kapılmıştır. Bazı kanallar ve sözde bağımsız araştırmacılar üfürdükleri ve şişirdikleri balon sayesinde MHP’nin baraja takılacağını iddia etmektedir.
Bunların her birisi kendi dişinin kovuğuna, pozisyonunun uygunluğuna göre bir nokta belirleyip MHP’ye karşı taarruza kalkmışlardır. Lakin bilmedikleri şudur; Milliyetçi Hareket Partisi diş geçirebilecekleri olgun bir meyve değil, asla ulaşamayacakları kızıl elmadır. Bu parti; Türk milletinin yıkılmaz çınarıdır. MHP’yi yok etmek bu zevatın haddi de, harcı da değildir.
Geçtiğimiz Pazar günü Ankara’da Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı öncülüğünde düzenlenen yürüyüş, bu fitne fesat odaklarının hepsine birden cevap olmuştur. Türk milliyetçiliğinin tartışmasız siyasi liderliğini yapmış olan, Başbuğ Alparslan Türkeş’in 100. doğum yıldönümü vesilesiyle, Ankara’da toplanan bozkurtlar idealin de, heyecanın da, davanın da adresini unutanlara hatırlatmıştır. Bozkurtların gözlerindeki parıltı; Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin öncülüğündeki üç hilalin sönmez ışığından yansımaktadır. Dalga dalga, inanç ve iştiyak seli gibi yürüyen binlerce ülkücü; lisan-ı hâl ile MHP’nin bizim hanemiz, öz yurdumuz ve “kendi gökkubbemiz” olduğunu anlatmışlardır. Başkalarının “MHP bitti” yaygaralarıyla ortalığı panayır yerine çevirdiği; bazı anketçilerin bilimsel netice diye kendi gündüz düşlerini, gençlik hülyalarını anlattığı şu günlerde; yorgunluk ve yılgınlık içinde olanlar dahi bu organizasyonla umut dolmuşlardır.
Ülkücüler kükremiş sel gibi bentleri çiğneyip aşmaya hazır iken, onların barajı geçemeyeceğini iddia etmek kimsenin haddi değildir.
MHP’nin duruşu, vatan zor durumdayken omuz omuza veren ve İstiklal Savaşı’nı yürüten Gazi Meclis’in duruşudur.
MHP; Türkiye’nin suçluyu yargılarken de, hak edene ceza verirken de bağımsız hareket edebilen bir ülke olmasını her şeyin önünde görür. Bu hassasiyete halel getirecek hücumların tümüne de göğsünü siper etmeye hazırdır. İstikrardan yana, istiklalden yana, istikbalden yana bir derdi olan herkesin de kararı bu yönde olacaktır. Fakat siyasi arenada verilen bazı günübirlik kararlar yüzünden Türkiye’nin omuz omuza göstermesi gereken kardeşlik tablosu bozulmakta ve “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti bazı hırslı çıkışlar sebebiyle incinmektedir.
MHP’nin tavrının, bugün anlamayanların dahi yarın ders çıkaracağı ölçüde dik ve doğru bir tavır olduğu er geç anlaşılacaktır. Ama bizim isteğimiz yalnızca tarihe not düşmek değil, bu ülkenin yarınlarını da doğru istikamette şekillendirmektir.