Çözüm süreci adı altında reklamı yapılan ve milletimize dayatılan ihanet senaryoları son günlerde mide bulandırıcı bir hal almaya başlamıştır. AKP iktidarının terör ve terörist karşısındaki teslimiyeti artık resmi ağızlardan dile getirilir olmuştur. Teröristle aynı masada oturmak ve müzakere etmek resmi bir politika olarak benimsenmiştir.
Terör örgütü sözcülerinin adeta Türkiye’ye ve Türk milletine meydan okuyan demeçlerini sineye çeken AKP iktidarı PKK kervanının arkasına takılmış, çözüm denilen ucubeyi teröristin insafına terk etmiştir.
Adına çözüm denilen bu gaflet uykusundan AKP Hükümeti bir an önce uyanmalı ve hainlerin oyuncağı olmaktan vazgeçmelidir. Kandil’in bildiği, İmralı ile paylaşılıp milletten gizlenen şeyler nelerdir?
Şimdi de bir özerklik lafıdır piyasaya sürülmüştür. Özerkliğin ne anlama geldiğini, Türkiye’nin başına ne işler açılacağını, coğrafyamızda bizi nasıl kötü senaryoların beklediğini Sayın Başbakan çıksın ve açık yüreklilikle milletimize anlatsın. Kapalı kapılar ardında hangi özerkliğin pazarlığı yapılmaktadır?
Bu nasıl bir akıldır, bu nasıl bir gaflettir, bu nasıl bir devlet ciddiyetidir? Terörist tehdit ediyor, hükümet alttan alıyor. Kandil ve İmralı danışıklı dövüşle Başbakan’ı da, Hükümetin ilgili bakanlarını da yönlendiriyor ve onlara politika dikte ettiriyor. İmralı canisi Hükümete sufle veriyor, Hükümet milletin karşısına çıkıp aldığı bu sufleleri çözüm paketi diye sunuyor. Kimin eli kimin cebinde, kim ne yapıyor belli değil.
Sözde çözüm sürecinin şifreleri belli oldukça Türkiye üzerinde oynanan oyunun büyüklüğü de ortaya çıkmaya başlamıştır. Ne yazık ki AKP Hükümeti gizli ya da açık bir biçimde bu oyunlara alet olmakla, körleşmiş bir zihniyetle bildiğini okumakta ve toplumdan gelen eleştirilere kulaklarını tıkamaktadır.
Oslo’yu unutmadık, Habur rezaletini unutmadık, Diyarbakır meydanında Barzani’nin önüne serilen kırmızı halıları unutmadık, akil adam saçmalığını unutmadık, topraklarımızdan resmi geçitle geçen peşmergeleri unutmadık, yakılan bayraklarımızı, Atatürk büstlerini ve okullarımızı unutmadık, polislerimize kurulan pusuları unutmadık, şehitlerimizi unutmadık. Biz de unutmadık, milletimiz de unutmadı.