7 Haziran seçimlerinden bugüne kadar geçen süreç, Saray güdümlü bir Başbakan’ın ve bir AKP Grubu’nun Türkiye’ye, milletimize ve demokrasimize olan maliyetini ortaya koyması bakımından manidar bir süreç olarak hatırlanacaktır.
Saray 7 Haziran’da ortaya çıkan sonuçları hazmedememiştir. Zaten o yüzdendir ki; sadece kendi ikbali ve ihtirasları için Türkiye’yi dizayn etmenin derdine düşmüştür. Seçimlerden bugüne yaşanan sürece bakıldığında; AKP’nin yürüttüğü koalisyon görüşmelerinin bizzat Saray’ın yönlendirmesi, istekleri ve planları doğrultusunda yürütüldüğü görülecektir.
Seçim sonrasında ilkelerini ortaya koyan ve bu ilkelerden milim geri adım atmayan yegane parti Milliyetçi Hareket Partisi olmuştur. Bu süreçte ilkesizliğin adresi ise AKP’dir. AKP’nin hiçbir koalisyon ilkesi yoktur. Milletimiz de, biz de merak ediyoruz ve soruyoruz; “AKP’nin koalisyon ilkeleri nelerdir?” Sayın Başbakan çıksın ve açıklasın. AKP’nin koalisyon ilkeleri var mıdır, varsa bunlar nelerdir? 7 Haziran’dan bugüne suya tirit laflar dışında Sayın Başbakan AKP’nin hangi ilkesini, prensibini ortaya koymuştur? MHP ilkelerini ortaya koymuştur ve sonuna kadar da bunları savunmuştur. Bizim ilkelerimiz, her cümlesiyle bir bütündür ve sadece milletimizin çıkarlarını ve vicdanını temsil etmektedir. AKP nasıl bir vicdan ve sorumluluk çerçevesinde, hangi ilkeleri savunmuştur.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu ilkelerin nesi yanlıştır? İlkelerimizin neresinde yanlışlık, tutarsızlık vardır? ‘Türkiye’nin belli yerlerini bölücülere teslim eden sözde çözüm süreci tamamen rafa kalksın’ demenin neresi yanlış? ’17-25 Aralık yolsuzlukları soruşturulsun, araştırılsın’ demenin neresi yanlış? ‘Anayasamızın ilk dört maddesi tartışılmasın’ demenin neresi yanlış? Cumhurbaşkanının sadece işini yapmasını, Anayasayı zorlamaması gerektiğini savunmanın neresi yanlış? Bizim ilkelerimizde hiçbir yanlış yok. Yanlış olan Saray ve Başbakan’dır. Onların zihniyeti, rüyaları, hülyaları, hedefleri, planları ve ihtirasları yanlıştır.
Saray sadece kendi ikbali için Türkiye’yi dizayn etmenin peşindedir. Saray açıkça “Türkiye’nin yönetim sistemini fiilen değiştirdim” demektedir. Soruyoruz kendilerine, “bunu kime sordun da yaptın, yeni sistemin adını ne koydun, kafana göre takılıp Anayasa’yı yerle yeksan etme yetkisini nereden aldın?” Anlaşılan odur ki; Saray ile Başbakan arasındaki görev bölüşümünde “saray önden dağıtacak, Davutoğlu ve AKP Grubu arkadan toparlayacaktır”.
Açıkça ifade etme ihtiyacı hissediyoruz: AKP ve Sayın Başbakan bu süreçte sadece ve sadece Saray’ın hedeflerinin sözcülüğünü ve taşeronluğunu yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir. İlkesizlik üzerine koalisyon kurulamaz. Milliyetçi Hareket Partisi, AKP’nin ilkesizliğine ortak olmamıştır. Sayın Başbakan’da ne yazık ki; tıpkı kendinden önceki gibi demokrasi tramvayından inmiş, saltanat kayığına binmiştir.
Yine bu süreçte Milliyetçi Hareket Partisi’ni bölücülerle aynı torbanın içine koymaya çalışanlar büyük bir hüsran yaşamışlardır. Milletimize, devletimize, şehitlerimize ve tarihimize karşı ödevlerimizi her koşulda yerine getirdik ve getireceğiz. Türkiye’yi Saray’ın ihtiraslarına teslim etmedik, etmeyeceğiz. Sarayın taşeronlarına kulak asmadık, asmayacağız. Adresi belli olan ve bizi de kendi çukurlarına çekmeye çalışanların telkinlerine değil, milletimizin vicdanına ve sesine uymaya devam edeceğiz.