Ülkemiz çetin imtihanlardan, zorlu yollardan ve keskin dönemeçlerden geçmektedir. Türkiye’nin ihtiyacı olan yükselmek için birbirinin omzuna basan politikacılar değil, omuz omuza saf tutmayı bilen inanmış beraberliklerdir. Bilhassa, 15 Temmuz’dan sonra daha da derinleşerek ağırlığını hissettiğimiz ortak derdimiz; Türkiye’nin bekasıdır. Derdimiz bu toprakların istikbal ve istiklal kavgasıdır. Derdimiz; boynu yularlı, cebi 1 dolarlı FETÖ’cülere karşı mücadele etmektir. Derdimiz; sınırın diğer tarafındaki ecdat yadigârı toprakları da, bu yurdun dağlarını da PKK’nın kiralık katillerine teslim etmemektir. Derdimiz; Türk hükûmetine karşı hücum eden dış mihraklara karşı, bu ülkenin seçilmiş iradesinin yanında saf tutmaktır.
Üstelik bu tavır ortaya konulurken; Milliyetçi Hareket Partisi yine tarihe iz bırakacak ölçüde onurlu bir duruş sergilemiştir. Sayın Genel Başkanımız, bir takım ön şartları masaya sürerek pazarlık karıştıran tüccarlar gibi değil; tarih boyunca vatanperverlerin davrandığı gibi hareket etmiştir.
Kendi siyasi kariyerlerini almak ve satmak üzerine kurgulayan bazı politik cambazlar; Milliyetçi Hareket Partisi’nin hamlesini algılayamamışlardır. MHP’nin yürüttüğü siyaseti, kendi kirli sicil defterlerini kurcalayıp çözmeye çalışan Cumhuriyet Halk Partililer; ıska atışlarını devam ettirmektedir. Bizim attığımız her adımda ilham aldığımız temel kaynak; Türk tarihi ve medeniyetinin altın sayfalarıdır.
Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin birlik ve beraberlik için el uzatması; Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” vecizenin günümüzdeki izdüşümüdür. Fakat Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’ye saldırarak ekranlarda yer işgal etmek isteyen Cumhuriyet Halk partililer, Gazi Paşa’nın şuurundan da, şiarından da hayli uzakta oldukları kesindir.
Varlık-yokluk mücadelesi verdiğimiz bugünlerde CHP kurmayları önlerindeki tabloyu oy ve oyun merkezli olarak yorumlamaktadır. PKK’nın kanlı namlularıyla, FETÖ’nün ihanet hançerleriyle üzerimize hücum etmek istediği bu günlerde; emperyalizmin sırtlarını sıvazlayıp üzerimize yolladıkları bu sırtlanların diş bilediği bu günlerde; hiçbir CHP vekili çıkıp Suriye’nin kuzeyinde olup bitenlere dair milli ve yerli bir bakış geliştirememiştir. Çünkü CHP artık Gazi Mustafa Kemal’in CHP’si değildir. CHP; Dumlupınar Meydanlarındaki imanı, seçim meydanlarındaki yalancı pehlivan naralarına değişmiştir. CHP; her fikirden vatanseverin İstiklal Harbi için buluştuğu 1. Meclis’in ruhunu, HDP’liler ve FETÖ’cüler ile birlikte yol aldıkları Adalet Yürüyüşlerinin ruhuna değişmiştir. CHP; dün “manda ve himaye kabul edilemez” diye haykıran milletin yanında değil, okyanus ötesinde kurulan düzmece oyunların sonuçlarında çözüm aramaya başlamıştır.
CHP’nin tıyneti Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının karakterinden koparak uzaklaşmıştır. Artık mevut CHP modeli; 1977’de Hükümet kurmak için bakanlık pazarlayarak vekil devşiren ve sinsi oyunlarla iktidar deviren GÜNEŞ MOTEL’in CHP’sidir.