Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Türkiye’nin AKP ve Sayın Erdoğan eliyle ayrıştığı, kamplara bölündüğü ve telafisi zor toplumsal sorunlarla karşılaşacağı yönünde değerlendirmelerde bulunmuştuk.
Sayın Erdoğan, kampanyası boyunca sadece kendi siyasal ikbalini düşünerek hareket etmiştir. Kamuoyuna ve rakiplerine karşı asgari nezaket kurallarının dışında bir dil kullanmıştır. Ne yazık ki Çankaya’yı sığınılacak bir makam olarak görmüştür. Kanunların men etmesine rağmen devletin imkânlarını sonuna kadar kullanmıştır. Seçilebilmek uğruna mezhep, köken diyerek milletimizi birbirine düşürmüştür. Çözüm süreci adı altında milletimize aba altından sopa göstermiştir.
Bu seçim sonuçlarına en çok bölücüler sevinmiştir. Kandil sevinmiştir, teröristbaşı sevinmiştir, Barzani sevinmiştir. Başbakanlığı boyunca milletimizi ayrıştıran Sayın Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı makamında milletimizi birbirine yakınlaştırması, Türkiye’yi kendi coğrafyasında caydırıcı bir güç haline getirmesi mümkün değildir. Sayın Erdoğan’ın bu süreçte yarattığı tahribat, önümüzdeki günlerde topyekûn Türkiye’nin problemleri olarak ne yazık ki karşımıza çıkacaktır.
Sayın Erdoğan Çankaya’ya boynunda sayısız veballe çıkacaktır. 12 yıllık iktidarı boyunca yapıp ettikleri peşini bırakmayacaktır. Kendi siyasal ikbali için dizayn ettiği medyanın, tehditle ve korkutarak sindirmeye çalıştığı sivil toplum kuruluşlarının, hırsızı yakaladığı için mahkûm ettirdiği devlet memurlarının, sadece bağırarak yürüttüğü dış politika sonucu kevgire dönen sınırlarımızın, Türkmenlerin ve Filistinlilerin sorumluluk ve vebaliyle Çankaya’ya çıkacaktır. Daha doğrusu Çankaya kaçacak, oraya sığınacaktır.
Seçim sonuçlarından da net biçimde görüldüğü gibi, uydurma anketlerle ve medyadaki kalemşorlarıyla bir algı operasyonu yürütmüştür. Tüm bu iletişim ve algı operasyonları neticesinde seçime katılım oranı büyük ölçüde düşmüştür. 12 yıldır uygulanan bu operasyonlar; milletimizi demokrasiden, adaletten ve ilkeli siyasetten soğutmuştur.
Türkiye’nin varlığının, birliğinin, dirliğinin ve büyüklüğünün sembolü ve sigortası olan Cumhurbaşkanlığı makamı; Sayın Erdoğan’la birlikte artık bu özelliğini kaybedecektir. Çankaya artık sigorta olmaktan çıkmıştır. Çankaya bundan böyle tahakkümün, sindirmenin, gerginliğin, korkutmanın, fişlemenin ve krizlerin merkezi konumuna gelmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi bütün tahriklere ve AKP’nin lejyoner kalemlerine rağmen seçim süreci boyunca her zaman sağduyudan ve ilkeli siyasetten yana olmuştur. Bundan sonra da milletimize olan sarsılmaz inancı ve sadakati ile her koşulda mücadelesine devam edecektir.