Son aylarda hem içerde hem dışarıda yaşanan gelişmeler; ülkemizin hangi ellerde, ne türden ihtiraslar uğruna yönetildiğini ve sonu belli olmayan maceralara sürüklendiğini göstermesi bakımından son derece manidardır.
Türkiye ne yazık ki AKP iktidarının elinde ‘gücü gücü yetene cumhuriyetine’ dönüşmüştür. İnsan hayatının değersizleştiği, hırsızlığın, yolsuzluğun, rant hırsının kul hakkı yemenin iktidar eliyle taçlandırıldığı bir dönemin içinden geçmekteyiz. Her eleştiriyi türlü yaftalarla, korkutmalarla boğmaya çalışan AKP iktidarının demokrasiyle, hukukla, adaletle ve hakkaniyetle hiçbir bağı kalmamıştır.
Dünyanın hiçbir demokrasisinde yolsuzluk ödüllendirilmez. Fakat çelişkiye bakınız ki; milletin parasının ve kalkınmamızın garantisi olması gereken Kamu İhale Kanunu 12 yılda dolaylı ve direkt olarak tam 164 defa değiştirilmiştir. İhaleyi kendine uyduran bir iktidarın dürüstlüğünden bahsedilemez. Rant ve sözüm ona zenginlik adına milletimizin alın teri sömürülmekte, insanlarımızın hayatı bu sonu gelmez iştahın emrine verilmektedir. Binlerce gariban vatandaşımız, AKP zihniyetinin ölçüsüz rant iştahının ve bu ihtiyaca hizmet eden kanunlarının sonucunda hayatını kaybetmiştir.
Sırtlarında 17 ve 25 Aralık’ın kamburu olduğu halde iktidarcılık oynayanlar, insanlarımızı yeni Türkiye yalanıyla kandırmaya devam etmektedirler. Yeni Türkiye; yolsuzlukların perdelenmesi için uydurulmuş, içi boş bir slogandan, siyasi mühendislik oyunundan ibarettir. Yeni Türkiye adeta yeni soygunların, yeni rant alanlarının, yeni usulsüzlüklerin habercisidir. Hukuktan kentleşmeye, ekonomiden eğitime kadar her alanda kaos hakimdir. Kaostan rant elde etmekten başka derdi olmayan AKP iktidarı; her şeyi katakulliye getirerek saplandığı bataktan çıkmaya çalışmaktadır.
Diğer yandan çözüm adı altında terörist başının inisiyatifinde yürütülen sözüm ona müzakereler, ihanet sürecinde yeni bir aşamaya gelindiğinin açık bir kanıtıdır. Terörist başı talimat vermekte, yol haritası çizmekte, daha önce olduğu gibi hükümete format atmakta, İmralı’dan ayar vermektedir. AKP’nin ve bölücülerin aynı stratejide buluştukları gün gibi açığa çıkmıştır. Bu stratejik ortaklığın Türkiye’yi nereye götüreceği bellidir. Bu süreç, milletimizin vicdanını kanatmaktadır. Ülkemizi ateşe atacak, uluslar arası her türlü kurguya ve oyuna açık hale getirecek bu ihanet sürecinin devamına müsaade edilemez.
Hiç kimse unutmamalıdır ki; sırf kendi küçük çıkarları için AKP’nin yapıp ettiklerine sessiz kalanlar, AKP’nin kalemşorluğuna soyunanlar bu ağır vebale ortak olacaklardır.