TBMM’de görüşmeleri devam eden “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal
Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı”, Hükümet’in terör ve terörist karşısındaki acziyetini ve teslimiyetini kayıt altına almıştır. Bu tasarıyla ihanet ve teslimiyet kâğıda dökülmüş, kayıt altına alınmıştır.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, TBMM’yi sırf bu tasarı için, bu tasarıyı çıkarmak için tatil etmeden çalıştıran AKP çoğunluğunun neyin peşinde olduğu ortadadır. AKP iktidarı, Cumhurbaşkanı seçiminde bölücülere göz kırpmaktadır. Sırf onların oyunu alabilmek adına, Türkiye’nin kuruluş felsefesini tartışmaya açmaktadır.
Mübarek Ramazan ayında sahura kadar PKK için çalışmanın anlamı nedir? Bu nasıl bir şer ittifakıdır? Bu acelenin nedeni nedir? PKK için sahura kadar çalışan AKP, mesela Soma için, Telafer’de katledilen Türkmenler için, gönderden indirilen bayrağımız için, kaçırılan ve halen teröristlerin elinde olan diplomatlarımız için neden üç maymunu oynamaktadır? Bölücülerle kurulan bu stratejik ortaklıktan ne Murad edilmektedir?
Bu tasarıyla, Türkiye’nin bölünmesinin zemini döşenmiştir. Türkiye’nin Güneydoğusunu PKK’ya terk eden hükümet, bu tasarıyla PKK’nın siyasallaşmasının da önünü açmıştır. Teröristlerin eylemleriyle bölünemeyen Türkiye, iktidarın eliyle ve uygulamalarıyla ne yazık ki bu sürecin içine girmiştir. Bu tasarıdan en büyük memnuniyeti duyanlar PKK’lılardır.
Tasarı üzerinde hükümet ile teröristbaşının pazarlık yaptığı gün gibi ortadadır. Tasarının demokrasi ve çözümle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Demokrasi kılıfı giydirilen bu tasarı, ihanet belgesinden başka bir şey değildir.
Bu tasarı ile içerdeki ve dışarıdaki bölücülere yardım ve yataklık edilmektedir. İşlenen bu suçta bölücülerle hükümetin parmak izi yan yana durmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen öncesinde böyle bir tasarının çıkarılmak istenmesi de ayrıca manidardır, düşündürücüdür. Bu veballe Çankaya’ya çıkılmaz. Bu vebala ortak olanlar, bu ihanet sürecinde yer alanlar; tarih ve millet huzurunda sonsuza kadar mahkum olacaklardır.
Milliyetçi Hareket Partisi oynanan bu oyunun ve ihanetin farkındadır. Demokrasi adı altında, Türkiye’yi ‘her türlü kurguya, oyuna ve provokasyona açık bir ülke’ haline getirenlere milletimiz 10 Ağustos’ta gerekli cevabı verecektir.