Sayın Basın Mensupları;
Türkiye’nin içinde bulunduğu süreci de göz önüne alarak sizinle birkaç konuyu paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar;
Geçen grup konuşmasında Sayın Başbakanın ifade ettiği bir durum gerçekten de bizi çok ciddi etkiledi. Söylediği şey şuydu: “Taksim Parkı’nda Türk Bayrağı ile paçavrayı bir arada tuttular.” dedi.
Kutladık Sayın Başbakanı. Gerçekten de paçavra Türk Bayrağı’nın yanında olmamalıydı, bu itirazını destekledik.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içerisinde Diyarbakır vilayetinde eşkıya başı devlete ortak edilirken, bütün Diyarbakır’da bir tek Türk Bayrağı bile yoktu. 21 Mart’ta her taraf paçavrayla doluyken ona itiraz etmemesini de tarihe not düşsün diye ifade etmek istiyorum.
Sayın Basın Mensupları;
Diğer bir konu ise, televizyonları izlediğimizde karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: Menderes’in 27 Mayıs 1960 ihtilalinden evvel yaptığı bir radyo konuşması, Taksim’le örtüştürülerek ajitasyon yapılıyor. Türkiye, 27 Mayıs 1960’ın Türkiye’si değil.
Dış politikada çok başarılı olduklarını ifade ediyorlar, oysa ne kadar başarısız olduklarını gördük.
Değerli arkadaşlar;
Gidip Obama’nın karşısında ayak ayak üzerine atıp “Dış politikada güçlüyüz.” ifadesinin ne kadar büyük bir yanlış olduğunu gördük.
Türk milletinden güç alan, bu milletin iradesinden güç alan Milliyetçi Hareket Partisi o gün şu yüreği koydu.
Sayın Devlet Bahçeli: “Millet iradesinin üstünde sadece Allah vardır.” dedi. Dolayısıyla “sokak hiçbir zaman hükûmet düşüremez, deviremez” iradesini ortaya koydu; demokrasinin dışında hiçbir alternatifin geçerli olmadığını ortaya koydu.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi ana baba günü. Herkes bu iradeyi kucaklamış durumda. Milliyetçi Hareket Partisi 367’yi de elinin tersiyle itti. Demokrasi mücadelesinde öncü olan Milliyetçi Hareket Partisi bir başka şeye öncülük yapıyor.
Şimdi, AKP yöneticilerinin dikkatine sunuyorum:
On iki yıldır yönettiğiniz bir Türkiye. 28 Şubat süreci Türk milletine yapılmış en büyük haksızlıktır. Doğrudur, generaller tutukludur. Peki, o döneme çanak tutanlar, siyasi uzantılar, finanse edenler nerede?
Şimdi, Sayın Başbakan bir faiz lobisinden bahsediyor. On iki yıldır faiz lobisinden bahsetmeyen Başbakan, Taksim’de kendisine yönelik, iktidara yönelik bir çığlık atıldığında bu faiz lobisini dile getirmesini kınıyoruz.
Grup konuşmasında 40 milyar dolar, 50 milyar dolarlardan bahsediyor.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin değerli Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bu faiz lobisinin ortaya çıkması için bir Meclis araştırma komisyonu kuralım.” dedi.
Dolayısıyla, bizim bu gördüklerimizin sizin tarafınızdan da konuşulması ve bu faiz lobisiyle 28 Şubata uşaklık yapan siyasi gruplardan da hesap sorulması lazım.
Demin bir şey söyledim, dedim ki: “Diyarbakır’da Türk bayrağı yoktu.”
Sayın Basın Mensupları;
Bana gelen istihbaratlar değil, devletin bakanlara verdiği bir istihbarat bilgisinden bahsedeceğim.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde belli vilayetlerde KCK vergi topluyor, parlamentoları oluşturdular. Yani belediye meclislerini yerel parlamentolara dönüştürdüler.
Şimdi, KCK orada vergi toplarken, Kürdistan ifadeleriyle naralar atılırken bunu görmezden gelen hükümetin, Türkiye’yi götüreceği yeri hesaplamak mecburiyetinde değil miyiz?
Türkiye Cumhuriyeti devletini tehdit eden, Türkiye’yi darbelere götürmek isteyen ne kadar pislik, ahlaksızlık varsa, hesap vermelidir.
Faizci çeteyi, eğer bu Başbakan bunu bu kadar söyler de bir araştırma komisyonuna dönüştürmez, bu faizci lobiyi deşifre etmez ise tarih kendisini affetmeyecektir.