Milliyetçi Hareket Partisi’ni eleştiren ana muhalefet kadrolarının ortak noktası; sadece MHP’ye değil, bu millete ait hiçbir değeri anlamaya yanaşmamalarıdır. Bu milletin ordusu Afrin’de bir namus mücadelesi verirken; askerlerimizin Afrin’e girmesini istemeyen CHP’li vekiller, sıkışan terör örgütü militanlarına canlı kalkan olma yolunda ilerlemektedir. CHP’li vekiller dün Adalet Yürüyüşleri’nde İstanbul’a doğru birlikte yürüdükleri mazbatalı PKK’lılarla, bugün Afrin’e yürüseler kimse şaşırmayacaktır. Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları tarafından kurulan CHP; onu işgal eden kirli zihniyet neticesinde maalesef ki bu noktaya gelmiştir. Mevcut tabloya bakıldığında görülmektedir ki CHP yönetimi MHP’yi ve onun temsil ettiği değerleri anlamadığı gibi, esasen CHP’yi ve onun tarihsel arka planını da anlayamamıştır. PKK’nın siyasi uzantıları sırtlarını PYD’ye dayadıklarını meydan meydan dillendirmişken; CHP’nin yöneticileri PYD’ye terör örgütü diyecek istihbaratın kendilerinde olmadığını söylemektedir. Üzücü ama gerçektir; bu ülkenin ana muhalefet partisi, milli güvenlik risk faktörü olarak değerlendirilecek unsurların istilasına uğramıştır.
CHP’nin “engelleri kaldırmak” adına vaat ettiği nedir? İktidara gelmeleri hâlinde FETÖ suçlularına özgürlük mü vereceklerdir? Okyanus ötesine yuvalanan FETÖ’nün sırtını dayadığı yer, elinde emperyalistlerin verdikleri silahla Mehmetçik’e saldıran PYD’nin sırtını dayadığı yer ile CHP’yi işgal eden bu anlayışın sırtını dayadığı adres aynı mıdır? Batılı ülkelerin siyasetçiler ÖSO’ya El Kaide damgası vurmaya çalışırken; CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı “Muhasebeci Kenan” kod isimli Öztürk Yılmaz’ın aynı iddiaları ekranlarda haykırması nasıl bir tesadüfün ürünüdür? Afrin’de fare deliklerine tıkılan eşkıya sürüsüne destek için Esad yanlısı güçler harekete geçerken, Türk ordusu topçu ateşiyle bu alçak ittifakın umutlarını yerle yeksan ederken; “Muhasebeci Kenan” yine ekranlara çıkıp ne dediği anlaşılmayan ifadelerle CHP’yi temsil etmektedir. Bu ülkede siyaset yapan bir muhalefet partisinin görevi Türkiye’nin umudu ve sözcüsü olmaktır. Ama CHP tercihini; içeride yatan FETÖ’cülerin, Afrin’de sıkışan teröristlerin umudu ve sözcüsü olmaktan yana kullanmıştır. En iyi ihtimalle; CHP iktidar partisinin alternatifi değil, düşmanı gibi davranmakta ve bu politik saplantıları onları yanlış yollara sürüklemektedir.
Daha kötü senaryolarda ise bu yanlışların bilinçli olarak hayata geçirilmesi ihtimali vardır ki bu da ihanetle eşdeğerdir.
Halini tasvir ettiğimiz bu sözde muhalefetin çamur imalatçısı neferleri; milletin önünde MHP’ni yıpratabilecekleri hayaline kapılmışlardır. Bunun için sarıldıkları argümanlar; MHP’nin hâlihazırda bir baraj problemi olduğu ve bunu aşmak için seçim ittifakına gittiği iftirasından ibarettir. MHP; kendi tabanına, bu harekete gönül veren milyonlara güvenmektedir. Meydana çıkıp boy ölçüşmekten çekiniyor olan bir parti; oy pusulasında iki farklı parti ambleminin yer almasını isteyerek kurumsal oy oranlarını ortaya çıkaracak bir formülde ısrar etmeyecektir. Fakat partimiz; üç hilalin ışığı parlasın diye yıllarını harcayan, her türlü engele kafa tutan, hatta yeri geldiğinde canını vermekten çekinmeyen seçmenlerine güvenmektedir. Bu yüzden de ülkücü kadrolar, milletin huzuruna İttifak’la birlikte üç hilalle çıkacaktır. Milletin helal süt emmiş öz evlatlarından oluşacak aday listelerimiz “Cumhur İttifakı” başlığı altında yer alacaktır.
Üç hilalin altına tercih mührünü basanlar ise hem güçlü devlete, hem millet iradesinin etkin temsiline hem de MHP’nin Türkiye’nin istikbalinde söz sahibi olmasına “EVET” demiş olacaktır. Milletimiz tercih mührünü basacak; MHP de bu toprakların geleceğine damgasını vuracaktır. MHP’nin baraj problemi olduğu iddiasında bulunanlar ise en güzel cevabı, milletin kendisinden alacaktır.
Başkaları sırtını nereye dayarsa dayasın; Sayın Genel Başkanımızın şahsında partimiz sırtını milletin kendisine dayamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi; isminde de geçtiği üzere milliyetçilik fikriyatına dayanarak önceliklerini belirlemiştir. MHP’nin kavgası; koltuk kavgası değil, varlık-yokluk kavgasıdır. Adımız, andımızdır. Afrin’de, er meydanında destan yazan Mehmetçik ne ise; yarın seçim meydanlarında destan yazacak olan MHP de bu millet için odur. Allah’ın izni ve milletin teveccühüyle; Türkiye’nin şahlanış destanında MHP’nin imzası olacaktır.