Yerel seçimlere çok kısa bir zaman kala Türkiye’nin geldiği nokta, kelimenin tam anlamıyla “yönetilmezlik” noktasıdır. Türkiye yönetilmez hale gelmiştir. Üzülerek ifade etmek istiyoruz ki; Sayın Başbakan’ın kişisel çıkarları ve kaygıları, Türkiye’nin çıkarlarının önüne geçmiştir.
Korku salarak, kendinden olmayan herkesi ötekileştirerek, en masum eleştirileri dahi ezerek, tehdit ederek, karartma yaparak, bölerek ve yasaklayarak Türkiye yönetilemez. Bunun adı diktatörlüktür. Diktatörlük bir heves değil hastalıktır.
Twitter gibi dünyada en yaygın kullanılan bir sosyal paylaşım sitesine yasak koyarak yapılmak istenen şey; hırsızlığın, yolsuzluğun, günahın perdelenmesi çabasından ibarettir. Bu yasak; bütün tapelerin, bütün iddiaların doğruluğunun bizzat iktidar eliyle kabulünün tescilidir. Fakat bu yasaklama çabası beyhudedir. Çünkü hiçbir yalan, hiçbir yanlış uzun süre gizli kalamaz. Eninde sonunda açığa çıkar. Sayın Başbakan’ın prenslerinin dinimize ettiği küfürleri ise ‘şimdilik’ Allah’a havale ediyoruz.
Dillerinden düşürmedikleri, tv reklamlarında nakarat gibi tekrarladıkları icraat söylemi hikâyeden ibarettir. 12 yıllık iktidarın boyunca sadece satarak idare etmeye çalıştığın ekonominin geldiği yer belli… Senin her tarafın icraat olsa ne olur… Milletin parasını, yetimin malını ve vicdanı ayakkabı kutularına sığdıranların her tarafı icraat olsa ne olur? Bayrağımızı ve İstiklal Marşımızı siyasi istikballerine alet edenlerin her tarafı icraat olsa ne olur? Çok iyi bilinmelidir ki; dünya üzerinde İstiklal Marşımıza ve bayrağımıza sığınarak kurtulacağını zanneden son kişi Sayın Başbakan’ın kendisidir.
Hırsızlıkta ustalaşanların Türkiye’ye hiçbir katkı sunamayacağı artık ortaya çıkmıştır. Kendi siyasi ikballeri için Türkiye’yi harcama noktasına getirenlerin Türkiye için en büyük sorun oldukları da artık belli olmuştur. Ülkemizi üçüncü dünya ülkesi sınıfına düşürenlerin, iktidardan gitmelerinin de vakti artık gelmiştir.
Mevcut şartlarda 30 Mart yerel seçimleri Türkiye için çok daha hayati anlamlar kazanmıştır. Bu seçimde AKP’ye milletimiz muhakkak çok ağır bir ders verecektir. Sayın Başbakan’ın şahsında temsil edilen bu zihniyetin kötü huylu bir ur gibi her tarafı sarmasına milletimiz izin vermeyecektir. Milletimiz, ülkeyi soyanların sandığı da çalmasına izin vermeyecektir. Milletimiz parasını çalanlara iradesini çaldırmayacaktır.
Yerel seçim süreci boyunca Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin ve tüm MHP teşkilatının sergilediği vatansever, tutarlı, milletimizin ve ülkemizin çıkarlarını bütün siyasi mülahazaların üstünde gören, her şartta demokrasiyi savunan temiz muhalefet anlayışı; mutlak surette milletimizden gerekli desteği ve teveccühü görecektir.
Türkiye bir yanında AKP’nin diğer yanında CHP’nin ve kıymeti kendinden menkul diğer sözüm ona siyasi aktörlerin hezeyanlarına, çekişmelerine hapsedilmeyecek kadar büyük bir ülkedir. Milliyetçi Hareket Partisi, milletimize olan sonsuz sadakati ve köklü tarihsel misyonu ile Türkiye’nin sigortası olmaya devam edecektir.