Son aylarda Türkiye’nin sürüklendiği akıl almaz manzaranın temelinde Sayın Başbakan’ın ve AKP yöneticilerinin ‘hukuk tanımaz’ tavrı vardır.
Ortalığa saçılan ve kamuoyunun gerçekliğinden şüphe duymadığı tapeler; Türkiye’nin nasıl bir zihniyetle ve gözünü karartmış bir ihtirasla yönetildiğinin apaçık kanıtıdır.
Yaşanan son gelişmeler göstermiştir ki; ‘yolsuzluk esas, hukuk teferruat’ olmuştur. Hukuku kendilerine göre yontanlar; Danıştay seçimlerinden milli güvenliğimizi ilgilendiren ihalelere ve Atatürk Orman Çiftliği arazisine kadar her şeye müdahaleyi kendilerinde hak görmektedirler. Bu iktidar; kendi yolsuzluklarını ve hırsızlıklarını örtmek için Türkiye’nin bütün değerlerini, bütün kurumlarını tahrip etmeye devam etmektedir.
AKP kendi hukukunu tasarlama peşindedir. Bu öyle bir hukuktur ki; içinde adalet ve hakkaniyet yoktur. İçinde sadece korku ve zulüm vardır. Korku ve zulmün olduğu yerde kirlilik olur. Bir yandan devletin kurumları kirlenirken, diğer yandan iktidar partisi bu kirlenmenin vebalini taşımaktadır.
Devletin hâkimlerini fişleyen Sayın Başbakan inançlar üzerinden ‘nefret suçu’ işlemektedir. Herkesi kucakladığını, herkesin Başbakan’ı olduğunu iddia eden Sayın Başbakan bu akıl almaz sözleriyle ve mantığıyla; aslında kendi bilinçaltını da ele vermiştir.
AKP’li bir vekilin ‘günah işleme özgürlüğümüz engelleniyor’ şeklindeki lafı ve serzenişi nasıl bir aklın ürünüdür? Hırsızlığın günah olduğunu kabul eden fakat hırsızlık yapmanın da özgürlük olması gerektiğini söyleyen bu aklı Allah’a havale etmekten başka bir şey elimizden gelmiyor. Allah için kurban kesip küp için kavurma yapanları da milletimizin vicdanına havale ediyoruz.
Bugün liderlik iddia eden Sayın Başbakan; kendi siyasi kaderini kurtarmak adına milletimizin kaderi ile oynamaktadır. Gerçek bir lider bunu yapmaz, yapamaz. Gerçek bir lider, kendi varlığını ve kaderini hizmet ettiği milletinin kaderine feda eder. Milletin kaderi risk edilirken, beyefendinin ve etrafındakilerin kaderi kurtarılmaya çalışılmaktadır. Binlerce yıllık Türk tarihinde kendi siyasi ikbali için gözünü karartan böyle bir lider hiç görülmemiştir.
Sayın Başbakan seçim meydanlarında ‘işi pişkinliğe’ vurmaktadır. Ciddiyetten uzak, sadece kendi siyasi ikbalinin peşindeki bir parti liderinin son çırpınışlarıdır bunlar. Adı yolsuzlukla anılan hiç kimse Türkiye’ye liderlik yapamaz, Türkiye’yi yönetemez. Bu devranın bu şekilde daha fazla dönmeyeceği de 30 Mart seçimlerinde görülecektir.